Dürüst Kuş ve Renkli Yumurta

Uzak diyarlarda, ağaçları göğe değen, çiçekleri her mevsim açan büyüleyici bir orman vardı. Bu ormanda, diğer kuşlardan farklı bir kuş yaşardı. Adı Renkkanattı. Tüyleri gökkuşağını andırırdı; sarılar, maviler, morlar… ama onu asıl özel yapan, içindeki dürüst kalbiydi.

Bir sabah erkenden uyanan Renkkanat, yuvasının hemen yakınındaki çimenlikte parlayan bir şey fark etti. Merakla yaklaştığında gözlerine inanamadı. Orada, top gibi yuvarlak, ışıl ışıl parlayan renkli bir yumurta duruyordu. Üzerinde ince desenler vardı, sanki gökyüzüyle toprağın sırlarını taşıyordu.

Renkkanat önce etrafa baktı, bir anne kuş aradı. Ama kimse yoktu. Yumurtayı alıp kendi yuvasına götürdü. Kalbi heyecanla çarpıyordu ama bir o kadar da endişeliydi. Bu yumurta çok özeldi, belli ki bir anlamı vardı. Onu korumak gerekiyordu.

Ertesi gün ormandaki diğer kuşlar yumurtayı gördü. Özellikle Siyahkanat adındaki kuş, yumurtaya çok ilgi gösterdi. Siyahkanat, Renkkanat’ın tüylerini hep kıskanırdı, şimdi de bu yumurtayı ona çok görüyordu.

“Böyle önemli bir yumurta sende mi olmalı?” dedi alaycı bir şekilde. “Benim gibi güçlü biri korusa daha iyi olurdu bence.”

Renkkanat ise nazikçe gülümsedi. “Bu yumurtayı kim bulduysa, ona dürüstçe ve sevgiyle bakmalı. Güç değil, kalp önemli,” dedi.

Günler geçtikçe, Renkkanat yumurtaya gözü gibi baktı. Her sabah şarkı söyledi, geceleri üstünü örttü, hiç yalnız bırakmadı. İçten içe bir ses, ona doğru bir şey yaptığını söylüyordu.

Ama bir gece, herkes uyurken Siyahkanat sessizce Renkkanat’ın yuvasına geldi. Yumurtayı almak üzereydi ki, aniden bir ışık parladı. Yumurtanın renkleri sönmeye başladı… tam o sırada Renkkanat gözlerini açtı.

Siyahkanat’ı karşısında görünce üzülmedi ama hayal kırıklığı yaşadı. “Bunu neden yapıyorsun?” diye sordu. Siyahkanat başını öne eğdi.

“Kıskandım…” dedi fısıltıyla. “Senin kadar güzel değilim. Bu yumurta sende olunca sanki daha da parlıyorsun…”

Renkkanat hafifçe kanadını onun omzuna koydu. “Belki tüylerimiz farklı ama kalplerimiz benzer olabilir. Kıskanmak yerine paylaşsaydın, belki birlikte korurduk bu güzelliği.”

O anda yumurta tekrar parlamaya başladı. Renkler daha da canlıydı. Ertesi sabah yumurtadan minik bir kuş çıktı. Tüyleri hem Renkkanat gibi rengarenkti hem de Siyahkanat gibi karanlık tonları vardı. Ama gözlerinde ışık vardı.

Küçük kuş cıvıldayarak yuvasından çıktı. Ormandaki bütün hayvanlar başına toplandı. Herkes bu güzelliğe hayran kaldı. Renkkanat ve Siyahkanat birlikte minik kuşun kanatlarını açmasına yardım etti.

Ve o günden sonra, Renkkanat ormanın saygı duyulan kuşu oldu. Siyahkanat ise değişti. Kıskançlık yerini anlayışa bıraktı. Küçük kuş büyürken ikisinin de öğrettikleriyle beslendi.

Yumurtadan çıkan bu kuş ormana neşe getirdi, huzur getirdi. Çünkü onu büyütenler; biri dürüstlüğüyle, diğeri de hatasından dönmeyi bilerek ona sevgi vermişti.

Ve ormanın üstünde, her gün gün batımında gökyüzü biraz daha renkli olurdu.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu